Sümerbank Nazilli Basma Fabrikası

Sümerbank Nazilli Basma Fabrikası, Ulu Önder Atatürk’ün “Sosyal Fabrika” projelerinden ilki olarak hayata geçmiştir. Bu proje fabrikalar, fabrika olmalarının yanı sıra birer eğitim, bilim, sanat ve spor merkezidir; işçiye ise her türlü imkanın sunulduğu ve güvencenin sağlandığı bir fabrika olması planlanmıştır.

Cumhuriyet’in ilanından sonra yapılması gereken iktisadi hamlenin önemi, Mustafa Kemal Atatürk’ün 17 Şubat – 4 Mart 1923 tarihleri arasında toplanan İzmir İktisat Kongresi’ndeki şu sözlerle vurgulanmıştır:

“Tarihin ve tecrübenin süzgecinden arta kalmış bir gerçek vardır. Türk tarihi incelenirse, gerileme ve çöküntü nedenlerinin iktisadi sorunlara bağlı olduğu görülür. Kazanılmış zaferlerin ve uğranılmış başarısızlıkların tümü iktisadi durumla ilgilidir… Milletimiz düşman ordularını mahvetmiştir. Tam bağımsızlık için şu kural vardır: Milli egemenlik, mali egemenlikle desteklenmelidir. Bizleri bu hedefe götürecek tek kuvvet ekonomidir. Siyasi ve askeri muzafferiyetler ne kadar büyük olursa olsun, iktisadi zaferlerle taçlandırılmadıkça payidar olamaz.”

  • Hammaddesi yurt içinde yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dalları kurulması,
  • El işçiliğinden ve küçük imalattan süratle fabrikaya, büyük işletmeye geçilmesi,
  • Özel sektör tarafından kurulamayan teşebbüslerin devletçe ele alınması,
  • Özel teşebbüse kredi sağlayacak bir devlet bankası kurulması,
  • Yabancıların kurdukları tekellerden kaçınılması,
  • Yerli malı giyilmesi
  • Sanayinin teşviki ve milli bankaların kurulması,
  • Demiryolu, karayolu ağının kurulması,
  • İş erbabına amele değil, işçi denmesi ve sendika hakkı tanınması.

1923 yılında toplanan kongrede alınan bu kararlar yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomi anlayışını ortaya koymuştur. Buna uygun olarak tasarlanan Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı (1933-1937) dahilinde, Sümerbank Nazilli Basma Fabrikası’nın temeli 25 Ağustos 1935’te dönemin ekonomi bakanı Celal Bayar tarafından Aydın’ın Nazilli ilçesi, Sümer mahallesinde atılmıştır.

Fabrikanın temeli her ne kadar 1935 yılında atıldıysa da bölgede verimli pamuk yetiştirebilmek için altyapı çalışmaları 1925 yılında Adana’da kurulan “Tohum Islah Komisyonu” ile başlamıştır. Amerika’dan 40 çeşit tohum getirtilmiş, pamuk üretiminde uzman isimler Türkiye’ye davet edilmiştir. Titizlikle yürütülen çalışmalar sonucunda bir pamuk yetiştirme planı hazırlanmış ve 1934 yılında “Nazilli Pamuk İstasyonu” kurulmuştur. Nazilli Pamuk İstasyonu’nun çalışmaları istenen sonuçları verince bölge, fabrikanın kuruluşu için uygun hale getirilmiştir.

Ege’de yetişen pamuğun, yetiştiği yerde işlenmesi ve böylece vatandaşın kazanç sağlaması amacıyla kurulacak olan fabrikanın maliyeti 5 milyon lira olarak hesaplanmış ve kaynağın Ruslardan kredi alınarak temin edilmesi kararlaştırılmıştır. Alınan kredi narenciyeyle ödenecektir.

Bilgi ve tecrübelerinden yararlanılmak üzere ülkeye getirilen 120 Sovyet mühendisin gözetiminde 28.236 iğ, 3.189 ton iplik, 768 dokuma tezgahı, 23 milyon metre ham bez ve 4 adet basma makinesi ile fabrika tam bir tekstil kombinası olarak 7 milyon lira maliyetle hazır hale gelmiştir.

18 ayda yapımı tamamlanan Sümerbank Nazilli Basma Fabrikası, 9 Ekim 1937 tarihinde Ulu Önder tarafından açılmıştır. Şevket Süreyya Aydemir Atatürk’ün heyecanını ve o günü şöyle anlatmaktadır:

“Burada fabrika takımların, bölüklerin, taburların, geçit resmi için sıralanıp yerlerini aldıkları bir karargah meydanı gibi, burada da bir kumanda bekleniyordu. Kumanda duyulmadı ama, Atatürk’ün arkasında duran müdürden sessiz bir işaret verildi… Atatürk, bunu herhalde beklemiyordu. O’nu oraya çıkardıkları zaman belki etrafı görmesini, belki fabrika halkına bir şeyler söylemesini istediklerini düşünmüş olabilirdi. Ama öyle olmayıp da, ayağının altındaki dünya ve etrafını saran hava böylesine birden harekete gelince, önce hatta biraz şaşakaldı. Ne yapacağını bilemedi de denebilir. Önce biraz sarsıldı. Biraz etrafından bir şeyler sormak ister gibi yaptı. Ama işte o anda, belki kendi bile farkında olmadan ağzından şu kelimeler döküldü:

  •  İşte, bu bir musikidir!..”

Sümerbank Nazilli Basma Fabrikası, ekonomik teşebbüsünn yanı sıra bir sosyal sorumluluk projesi niteliği de taşımaktaydı. Öyle ki kuruluşunun üzerinden henüz on yıl geçmeden bünyesinde beş sınıflı bir okuma-yazma kursu açıldı. Öğretmenlerin idaresindeki bu kursları bitiren işçilere ilkokul diploması veriliyordu.

İşçilerin çocukları için de bir çocuk yuvası vardı. Fabrika üç vardiya çalıştığı için çocukların bakımını ve eğitimini sağlayan yuva da üç vardiyalı olarak çalışıyordu.

Cumhuriyet’in ilk toplu konutlarından biri sayılan Vazife Evleri, fabrikada çalışan işçi ve memurların ikametini sağlamak amacıyla yapılmıştı. Bunun yanında fabrika yerleşkesine karneyle alınan ve aylık ödeme yapılan bir ekmek fırını, hamam, cami, işçi/bekar pavyonu ve ekonoma adı verilen bir servis vardı. Ekonoma; fabrika işçilerinin giyim, yiyecek, kömür, beyaz eşya gibi çeşitli ihtiyaç ürünlerini düşük kar oranıyla gidererek ülkemizin ilk kooperatifçilik örneklerinden biri oldu. Ayrıca Basma Fabrikası, her 6 ayda bir halka basma dağıtıyordu.

O günlerde sıtma, yurt çapında insanları kırıp geçiriyordu…

Fabrikada kurulan ve dönemine göre lüks sayılabilecek nitelikteki Fabrika Hastanesi, sıtmayla mücadelede bölgede öncü bir rol üstlenecek, bataklıkların kurutulmasından hastaların her türlü tedavisine kadar verilen mücadele büyük sonuçlar vererek, 1950’lerde sıtma hastalığı yok seviyesine inecektir.

Nazilli Basma Fabrikası, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin aydın evlatlarını yetiştirmek için eğitime büyük katkılar sağlamıştır;

1946 yılında Nazilli ilçesinde, bugün hala varlığını sürdüren Sümer İlköğretim Okulu’nun yapımını üstlenerek uzun yıllar boyunca okulun bütün ihtiyaçlarını karşılamıştır.

1959 yılında açılan “Sümer Çocuk Kütüphanesi” yine Basma Fabrikası’nın eseridir.

1981 yılında kurulan ve bugün hizmetlerine devam eden Sümer Vakfı, Nazilli ve çevresinden binlerce fakir öğrenciye burs vermiştir.

“Sosyal Fabrika” eğitimin yanında sanata ve spora da gereken özeni göstermiştir.

1937 yılında yalnız 15,000 nüfusu olan Nazilli’de 700 kişi kapasiteli Fabrika Sineması, haftada altı gün film gösterimi yapmıştır.

Nazilli Basma Fabrikası’nın geleneklerinden biri de “Basma Baloları”dır. Her 9 Ekim, kuruluş yıldönümüne istinaden düzenlenen baloda, hanımlar ve beyler fabrikada basmadan dikilen elbiselerini giyerlerdi.

Sümerbank, Basmalı Balo

Bunların dışında fabrika, yine işçilerden oluşan bir tiyatro ekibine ve çok sesli koroya sahipti. Sıkça resim sergileri, defileler ve konserler düzenlenmekteydi. Çalışanlar “Gıdı Gıdı Gazetesi” adında bir mizah gazetesi çıkarıyordu.

Nazilli Basma Fabrikası, Tiyatro Gösterisi

Aynı isme sahip olan Gıdı Gıdı Treni ise, şehir merkeziyle fabrika arasında ulaşımı sağlıyordu, üstelik çalışanlar gibi Nazillililer de bu trene ücretsiz binebiliyordu.

Lacivert – beyaz renkli Sümerspor; futbol, basketbol, voleybol, güreş, atletizm, eskrim, boks, tenis, yüzme ve hentbol branşlarında faaliyet göstererek çeşitli başarılara imza atmıştı.

Rıdvan Dilmen, Sümerspor Hatıra Fotoğrafı, 1979

9 Ekim 1937 tarihinde görkemli bir açılışla üretime başlayan Nazilli Basma Fabrikası, 1960’lı yıllarda iyi bir ivme kazandı; 1970’lerde ise verimlilik ve karlılıkta altın çağını yaşadı. Öyle ki 1974 yılı raporuna göre o yıl 71,5 milyon lira kar elde ederek Türkiye’nin en büyük 100 işletmesi arasında 26. sıraya yerleşti.

Ancak 1980’li yıllarda yükselen neoliberalizm, “KİT’leri ekonomiyi yavaşlatan unsurlar” olarak hedef göstermeye başlamıştı. Bu sırada Nazilli Basma Fabrikası hala 1937 yılında satın alınan ve artık oldukça eskiyen makineleri kullanıyordu.

Pazar ihtiyacına cevap veremeyen, teknolojide geri kalan fabrika üst üste zarar etmeye başladı. Nihayetinde Başbakanlık Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından 14.11.2000 tarihinde fabrikanın Adnan Menderes Üniversitesi’ne devredilme kararı çıktı. 31.07.2018 tarihinde de Sümerbank Nazilli Basma Fabrikası fiilen devredildi ve Ulu Önder Atatürk’ün 66 yıllık sanayi musikisi böylece susturulmuş oldu.

2 Comments

  1. Alıntı yapmayın demişsiniz ama Sümerspor ve Keşanlı Ali destanı tiyatro fotoğrafları benim sayfalarımda paylaştığım.Asılları bende olan fotoğraflar. Rıdvan Dilmen’in arkasında ayakta soldan 2. kişi benim. Başka sitelerde de izinsiz paylaşıldı. Burası çok önemli değil. Önemli olan şu kısım “31.07.2018 tarihinde de Sümerbank Nazilli Basma Fabrikası fiilen devredildi” Fabrikamız 20 Mayıs 2002 tarihinde ADÜ. ye devr edildi. 16 yıldır ADÜ orada eğitim veriyor. Verdiğiniz tarih geçen yaz ayında devr edilmiş gibi. Bu düzeltilmesi gereken önemli bir yanlış. İlhan ÖDEN (Emekli Nazilli Sümerbank çalışanı- Nazilli Sümerbank İnternet sitesi ve sosyal medya hesapları kurucu ve yöneticisi)

    • Konu ile ilgili inceleme ve düzenlemeleri yapacağız. Bilgilendirmeniz için teşekkür ederiz.

Yorum Yapın

Your email address will not be published.

Nedir Kategorisinde Olanlar

Hocalı Katliamı

Hocalı kasabası, Azerbaycan‘ın Dağlık Karabağ bölgesinde yer alan, konumu sebebiyle önemli bir yerleşim merkezidir. 25-26 Şubat

Çerkes Ethem Ayaklanması

I. Dünya Savaşı‘ndan yenilgiyle çıkan Osmanlı Devleti, imzaladığı Mondros Ateşkes Antlaşması gereğince ordularını terhis etmişti. Devam

İstiklal Mahkemeleri

İstiklal Mahkemeleri, Milli Mücadele döneminde TBMM’nin otoritesini sağlamak, yurtta artan iç tehditleri kontrol ederek bunların sorumlularını

Hıyanet-i Vataniye Kanunu

Hıyanet-i Vataniye Kanunu, 29 Nisan 1920 tarihinde TBMM tarafından çıkarılan 2 numaralı kanundur. Bu kanunun yapılış

Kılık Kıyafet Kanunu

Kılık Kıyafet Kanunu Öncesi Giyim ve Kuşam Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan belirli değişikliklerle birlikte 1925’den 1934