SEKA – Kocaeli Kağıt Fabrikası, 1936 Ocak ayında tamamlanmış, 6 Kasım 1936’da İktisat Bakanı Celal Bayar tarafından açılışı yapılmıştır. Fabrika ilk deneme üretimini 18 Nisan 1936’da yapmıştır.
Kocaeli Kağıt Fabrikası, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin iktisadi hamlelerinden biridir. Atatürk bir konuşmasında şöyle demektedir;
“(…)Ama ben biliyorum ki ötekilerden vazgeçilse bile kağıt fabrikasından vazgeçilemez. Çünkü bu ülke, kağıdını kendi yapmadığı zaman ulusal kültürünü yabancı lütfuna bağlar. Kapitülasyonların en tehlikelisi de budur. Ve ötekilerden önce bütün dikkat ve ilgimizi kağıt sanayiinde toplamalıyız.”
Osmanlı devletinde birkaç kez kurulmuş olan müstakil kağıt yapım evleri, varlıklarını koruyamadıkları için yeni Cumhuriyet’e böyle bir işletme miras bırakılamamıştı.
1928 yılındaki Harf İnkılabı ve eğitimin yaygınlaştırılması politikaları ile birlikte kağıt ihtiyacı iyiden iyiye artmıştı. Bu ihtiyacın tamamı ithalatla karşılanmakla birlikte kağıt, ithalatın en önemli kalemleri arasında yer alıyordu. 1923’te 14 ton kağıt ithal edilirken, 1927 yılında bu sayı 23,5 tona çıkmıştı.
Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nde yerli kağıt üretimi için ilk çalışmalar 1928’e dayanmaktadır. Dönemin iktisat bakanı olan Şakir Kesebir, hazırladığı raporda, cumhuriyetin eğitim ve kültür faaliyetleri dolayısıyla artan kağıt tüketimine ve bunun doğrultusunda artan kağıt ithalatına dikkat çekerek yerli kağıdımızı üretmenin, ihtiyacın bir kısmını karşılaması açısından zaruri olduğuna dikkat çekiyordu.
Böylece, daha çok Tekel Müdürlüğü’nün kağıt ihtiyacını karşılamak üzere kurulması düşünülen modern fabrika fikri hükümetin gündemine girdi. Ancak 1929 Dünya Ekonomik Krizi‘nin de etkisiyle, pek çok kişi böyle bir fabrikanın zarar edeceği hususunda ısrar ederek şiddetli itirazlarda bulundu. Bu da hükümetin geri adım atmasına neden oldu.
1932 yılında kağıt fabrikası projesi, o dönem başında Celal Bayar‘ın olduğu İş Bankası tarafından ele alındı. Fransız Grenoble Üniversitesi‘nde kağıt mühendisliğinden birincilikle mezun olarak yurda dönen Mehmet Ali Kağıtçı ile yapılan görüşmelerden sonra yeni bir kağıt fabrikası projesi hazırlandı. Bu fabrikada, kağıt, karton, gazete ve sigara kağıdı üretilecekti.
İş Bankası hazırlıkları tamamlayınca tasarıyı İktisat Bakanlığı‘na sundu. O günlerde giderek artan İnönü – Bayar siyasi çekişmesinde İnönü’ye yakınlığıyla bilinen M. Şeref Özkan, bakanlığın başında bulunmaktaydı. Hükümetin yakında zaten böyle bir fabrika kurma niyeti olduğu gerekçesi ile projeyi reddetti.
Özel sektördeki isimlerin bu duruma tepki göstermesi, Celal Bayar’ın meseleyi Cumhurreisi Mustafa Kemal Atatürk‘e iletmesine sebep oldu. Gazi Paşa tarafından Yalova’ya çağrılan bakan M. Şeref, böyle yararlı bir teşebbüse mani olduğu için sert biçimde azarlanarak görevinden azledildi. Yerine ise ikinci kez Celal Bayar getirildi.
Bu gelişmeyle özel sermaye çevreleri rahatlasa da kağıt fabrikası projesi İş Bankası’ndan alınarak devlet tekeli ve I. Beş Yıllık Kalkınma Planı çerçevesinde, 3 Haziran 1933 tarihinde kurulan Sümerbank‘a verildi ve yeni fabrika için hazırlıklar başlatıldı.
Yeri Kocaeli’de seçilen Sümerbank Selüloz ve Kağıt Fabrikası‘nın temeli Başbakan İsmet İnönü tarafından 14 Ağustos 1934 tarihinde atıldı. Daha sonra fabrikanın müdürlüğüne getirilecek olan Mehmet Ali Kağıtçı, bütün kuruluş çalışmalarını bizzat yürüttü.
1936 Ocak ayında tamamlanarak 6 Kasım 1936‘da İktisat Bakanı Celal Bayar tarafından pek çok davetlinin katılımıyla açılan fabrika, ilk deneme üretimini 18 Nisan 1936‘da yaptı.
Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1936 tarihli Ulus gazetesinin, Kocaeli Kağıt Fabrikası’nda üretilen yerli kağıttan basılmış ekini incelerken şöyle söylüyordu;
“- Medeniyetin hamuru!..”
1936’da açılan Kocaeli Kağıt ve Selüloz Fabrikası’na 1944 yılında ikinci kağıt fabrikası, 1954 yılında da üçüncü kağıt fabrikası eklendi. Böylece 1955 yılında Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikaları İşletmesi Kanunu yürürlüğe girerek “SEKA” kurulmuş oldu.
Cumhuriyet’in en önemli ekonomik atılımlarından biri olan SEKA, hem kendisinin, hem de bir döneme kadar şehrin elektrik ve su ihtiyacını kendi üretimiyle karşılıyordu.
SEKA bünyesinde kent halkına açık tiyatro ve sinema, Sapanca Gölü kıyısında yaz kampı, “Kağıtspor” adıyla icra edilen futbol, basketbol, tenis, jimnastik gibi spor dallarının yanı sıra ilk kez kadınlardan oluşan bir kürek takımı kurulmuştu.
Bunlarla birlikte, kuruma ait tam teşekküllü hastane ve okul sayesinde Kocaeli halkı sağlık, eğitim, sosyal ve kültürel alanlarda büyük ilerlemeler kaydetti.
Kurum 60 yılı devirmişti ki, özelleştirme ile başlayan ve nihayetinde AKP hükümetince kapatılma kararı alınan zorlu yıllar başladı.
Özelleştirme Yüksek Kurulu‘nun 06.12.1997 tarih ve 1997/54 sayılı kararı ile özelleştirme kapsamına alınan SEKA’nın, 1998 yılında KİT statüsü de “anonim şirket” statüsüne dönüştürüldü.
Özelleştirme Kurulu, 1998’de SEKA İzmit İşletmeleri’nin kapatılması; arsalarının, spor ve otel alanlarının İzmit Büyükşehir Belediyesi’ne devrinin kararını alınca, Kocaeli halkı ve SEKA çalışanları tarafından büyük bir tepkiyle karşılaştı ve karar 1 ay sonra iptal edildi.
Ancak SEKA İzmit İşletmeleri, 10 Mart 2005 tarihinde AKP hükümetinin kararıyla çalışanları ve tüm mal varlığıyla beraber İzmit Büyükşehir Belediyesi‘ne devredildi. Kapatılan fabrikanın alanına “SEKA Kağıt Müzesi” ve “Bilim Merkezi” açıldı.
Türkiye’de kağıt sektörü 1980’li yıllara kadar SEKA ile özdeşleşmişti. 2003 yılı verilerine göre Türkiye’deki kağıt ihtiyacının %50’si SEKA üretimi ile karşılanırken geriye kalan yüzde ithalat ile karşılanmaktaydı. Fabrikanın kapatılması, büyük bir üretim boşluğu ve ithalatta kağıt kaleminin genişlemesiyle ekonomiye yük anlamına geliyordu.
Kapatılma gerekçelerinden biri SEKA’nın zarar etmesi olsa da, bu fabrikanın güdümlü politikaların izlenilmesi sonucu zarar ettirildiği aşikardır. 1980’lerin sonundan bu yana kuruma yatırım yapılmadığı gibi, 2003 yılından kapatıldığı tarihe kadar fabrikaya hammadde verilmemiştir.
Buna rağmen SEKA, yıllık toplam üretimi ilk kez 1991’de özel sektör üretiminin gerisinde kalmış ve 1998 yılında ise dünyanın en büyük 150 kağıt firmasında tek Türk firması olarak yer almıştır. Aynı yıllarda fabrikanın özelleştirme kapsamına alındığı unutulmamalıdır.
Bunların yanı sıra Türkiye’nin her yıl katlanarak artan kağıt ihtiyacı göz önüne alındığında yerli üretici SEKA’nın kapatılma kararı ile yabancı tekellerin iç pazar payında devasa bir büyüme gerçekleşmiştir. Dövize endeksli bu pazarda özel sektör maliyetleri doğrudan tüketiciye yansıtılmaktadır.
Bugün gelinen noktada Ata’nın uyardığı gibi, ulusal kültür yabancı lütfuna bırakılmış, kapitülasyonların en tehlikelisi milli sermayenin başına bela edilmiştir.