Eski Türklerde Kafatası Kültü

Eski çağlarda bazı savaşçı toplumlarda görülen kafatası kültü, Türkler arasında da yer bulmuştur. İskitler ve Hunlar’da, savaşlarda öldürülen düşmanın kafatasını toplama, yemin törenlerinde düşmanın kafatasından içki içme gibi adetler vardır ki en bilinen örneği, İskit hükümdarı Tomris Katun’un Pers hükümdarı Kiros’u öldürerek intikamını aldıktan sonra Kiros’un kafatasını kan dolu fıçıya atışıdır.

Heredot, çeşitli kaynaklarda karşımıza çıkan bu adetin İskitler tarafından nasıl gerçekleştirildiğini şöyle anlatır:

“İskitlerin askeri gelenekleri böyledir: Her düşmanıyla olmamakla beraber en acımasız düşmanlarının kafataslarıyla böyle muamele ederler: evvela kafataslarını kaşlara kadar kesip temizlerler. Fakir birisi kafatasını, dışından ham sığır derisiyle kaplayarak kullanır. Zengin insanlar ise evvela kafatasını ham deriyle kaplarlar, sonra kabın içini altınla yaldızlarlar. İskitler, kardeşler arası kavgada veya mahkemede birinin diğerine galip gelmesi söz konusu olduğunda, kendi akrabalarının kafataslarıyla bile aynı şekilde muamele ederler. Çok saygın misafirlerin ziyareti esnasında ev sahibi, sofraya böyle kafataslarını koymakla, bu akrabalarının onun düşmanı olduğunu ve onların üstesinden geldiğini misafirlerine hatırlatmak ister. Bu davranış İskitlerde yiğitlik addedilir.

İskitlerin askeri gelenekleri şu şekildedir: İskit, ilk düşmanını öldürdüğü zaman onun kanını içer. Savaşta öldürdüğü düşmanlarının hepsinin kafataslarını hükümdara getirir. Zira sadece düşmanlarının kafataslarını getiren asker ganimetten payını alabilir, aksi halde hiçbir şey alamaz.

Her hükümdar yılda bir defa kendi bölgesinde şarap karıştırmak için kap hazırlatır. Bu kaptan sadece düşmanını öldürenler içebilir. Henüz kendilerine düşman öldürmek nasip olmayanlar ise bu kaptan içemezler. Mahcup ve şerefsiz olarak bir kenarda otururlar. İskitler için bundan daha utanç verici bir şey yoktur. Aksine düşmanını öldürenlere ikişer kupa içki getirilir ve onlar da iki kupayı üst üste (bir defada) içerler.”

Yunan tarihçisi Heredot’un İskitler hakkında verdiği bu bilgi, benzer şekilde Çin tarihçisi Sima Qian’ın Hunlar hakkında yazdıkları arasında karşımıza çıkmaktadır:

“Savaştan sonra düşmanlarının kellesini alan veya düşmanlarını esir alan (Hunlar), bir kupa şarapla ödüllendirilirler ve onlara, kazandıkları ganimetleri kendileri için bırakmalarına izin verilir.”

Çin kaynaklarında aktarılan bu olay da bir başka örnektir:

“Han Çang ve Çang Meng, Şan-Yu (Hun Hükümdarı) ve ileri gelen komutanlarıyla birlikte No Nehri’nin doğusunda bulunan dağa çıktılar. Orada beyaz bir atı boğazladılar. Şan-Yu Çing Lu kaması ve metal kaşığını çıkarıp, (atın kanını) şarapla karıştırdı. Sonra Lao-Şang Şan-Yu tarafından öldürülmüş Yüeçi kabilesinin hükümdarının kafatasını kap olarak kullanıp, birlikte kan yemini şerefine şarap içtiler.”

İskitler ve Hunlar arasında yaygın olan ve daha sonra gelecek Türk topluluklarında da zaman zaman görülen “kafatası kültü”, Türkler için bir ganimet ölçütü, itibar kazanma ve düşmana korku salma aracıdır.


Kaynakça:
Hasanov Zaur. Çev. Bağdagül Musa. “İskitlere ve Türk-Moğol Halklarına Ait Aynı Gelenekler, Kültler ve Psikolojik Özellikler” Belleten, 2016, c.LXXX, s.288. https://drive.google.com/file/d/0B7liBn5XLsAfbEhjZUJQRktYNnc/view (Erişim, 16.06.2017)

Yorum Yapın

Your email address will not be published.

Tarihi Anlatılar Kategorisinde Olanlar

​Ö​zsoy Destanı Operası

Özsoy Operası, 19 Haziran 1934 tarihinde Ankara Halkevi’nde devlet başkanları huzurunda sahnelenen Cumhuriyet döneminin ilk lirik

Sarayda Bir Cinci Hoca

Osmanlı padişahlarından Sultan İbrahim, Kafes günlerinde can korkusuna düşmüş, bu durum da onun psikolojik sarsıntılar geçirmesine