10. yüzyılda yaşamış olan İbnü’n Nedim’in Kitab-el Fihrist adlı yapıtında, Arap halifesi Muktedir zamanında (Miladi 908-932) Mani dini mensuplarının uğradıkları baskılar ve kötü davranışlar anlatılır. Arap halifesinin zulmünden kurtulmak, kendi din inanışlarına göre rahatça yaşayabilmek için ya inançlarını gizlemek ya da bulundukları yerleri terk etmek zorunda kalan bu insanlar çoğu kez kurtuluş çaresini Türk Hakanının ülkesine kaçmakta bulmuşlardır.
Horasan’a sığınan Mani dini mensuplarına karşı bu ülke hükümdarının giriştiği mezalim (haksızlıklar) üzerine Toguzların başkanı; “Benim ülkemde yaşayan Müslümanlar senin ülkende yaşayan dindaşlarının sayısından çok fazladır. Sana temin ederim ki, eğer sen onlardan birini öldürecek olursan ben de kendi ülkemdeki bütün Müslümanları kılıçtan geçirteceğim. Camilerini yıktıracağım!…” diye tehditte bulunmuştur. Bunun üzerine Horosan Valisi Mani dini mensuplarını öldürmekten vazgeçmiş ve sadece haraca bağlamıştır.
O dönem pek çok örneği görülen Arap halife baskılarına, İslam’ı kılıçla yayma anlayışlarına rağmen, Türk ülkelerinde hiçbir zaman katı şeriat benimsenmemiş; Hakanlar, halkının din anlayışına karşı hoşgörülü ve özgür bir tutum sergilemişlerdir.
Kaynakça:
İ. Arsel, Arap Milliyetçiliği ve Türkler (İstanbul:Kaynak Yayınları, 1999) s.160